KİK KARARINDAN;
..
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri ve açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
-4734 sayılı Kanunun 10’uncu maddesindeki ihale dışı bırakılma durumlarının düzenlenmesinde 93/37 sayılı Direktifin göz önünde bulundurulduğu ve Direktifte geçen “alacaklılarla anlaşma sağlayan istekli” kavramını karşılamak üzere anılan “konkordato ilân eden” kavramının kullanıldığı, Türk hukukundaki yukarıda aktarılan diğer mevzuat düzenlemelerinde de “konkordato talebinin” ya da “konkordato süresinin” öngörüldüğü hukuki durumlara ilişkin olarak da, “konkordato ilanı” kavramının kullanılmadığı, söz konusu kavramların kullanılarak madde hükümlerinin düzenlendiği,
– Konkordatonun amacının tasfiyeye yönelik olmadığı, borçlunun ticarî hayatını sürdürülmesinin sağlanmasının amaçlandığı, bu amaca yönelik olarak alacaklıların alacaklarının bir kısmından feragat ettikleri, bu süreçte borçlunun tasarruf yetkisinin kanunda öngörülen hallerle sınırlandırıldığı ancak tamamen ortadan kaldırılmadığı,
– Konkordato tasdik sürecinin, iflasa tabî olsun veya olmasın herhangi bir borçlu veya iflas talebinde bulunabilecek alacaklı tarafından mahkemeye yapılan bir başvuru ile başlayan, kanunî şartların gerçekleşmesi halinde mahkemece geçici ve kesin mühlet verilmesiyle devam ettirilen ve alacaklıların kabulü ile kanunda aranan diğer şartların sağlanması kaydıyla tasdik edilebilir hale gelen hukuki bir müesseseyi ifade ettiği, ayrıca; geçici mühlet kararı verilmesinde ve bunun ilân edilmesinde, kanunda öngörülen belgelerin sunulup sunulmadığı göz önünde bulundurularak bu aşamada; yalnızca şeklî bir incelemeye dayalı bir ilândan söz etmenin mümkün bulunduğu,
– Mahkemece geçici mühlet kararı verilmesi ve bunun ilânı aşamasında hukuken henüz ortada alacaklılarla yapılmış olan bir anlaşmanın varlığından söz edilemeyeceği, zira bu türden işlemlerin amacının birer hukukî himaye tedbiri olarak, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmayacağı hususunun ortaya konulması olduğu,
– Borçlu ile alacaklılar arasında yapılan anlaşmanın hukuki sonuç doğurabilmesi için ise;geçici ve kesin mühlet sonunda mahkemece komiserin konkordato raporu ve ilgili diğer belgelerin incelenmesi suretiyle tasdik edilerek ilân edilmesi gerektiği; yine, mahkemece konkordato tensip tutanağının düzenlenmesinin ya da mahkemeden konkordato talebinde bulunulmasının, ortada bu türden bir anlaşmanın varlığını hukuken tevsik etmediği,
– İcra ve İflas Kanunu’nun 306’ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca da, konkordato talebinin tasdik kararının 288’inci maddeye göre ilân olunacağı ve 308/a maddesi uyarınca da itiraz eden diğer alacaklılar yönünden de ilân tarihinden itibaren kanun yollarına başvurma süresinin başlayacağının hükme bağlandığı,
Hususları birlikte göz önünde bulundurulduğunda; bir isteklinin, 4734 sayılı Kanunun 10’uncu maddesinin dördüncü fıkrasında geçen “konkordato ilân eden” kapsamında değerlendirilmesinde, mahkemece verilen konkordatonun tasdik kararının ilân edildiği tarihin dikkate alınması gerektiği, anlaşılmıştır.
Bu çerçevede yapılan inceleme neticesinde, başvuru sahibi istekli tarafından, idareye sunulan … Mahkemesince düzenlenen dava tensip tutanağında, başvuru sahibi istekliye 3 ay süreyle geçici mühlet verildiği, konkordatonun tasdik edildiği ya da onaylandığı ile ilgili bir sonuca varılamayacağından “konkordato ilan eden” durumunda olmadığı sonucuna varılmıştır.