Gecikme cezası, alım konusu işin zamanında yapılmaması veya gereği gibi yapılmaması durumunda söz konusu olur. Doğrudan temin yöntemi ile yapılan alımlarda işin zamanında bitirilmemesi veya sözleşmeye aykırı şekilde bitirilmesi hâlinde gecikme cezası kesilebilir. Gecikme cezası kesilebilmesi için sözleşmenin yazılı şekilde yapılması ve söz konusu gecikme cezasının sözleşmede yer alması gerekir.
Doğrudan teminde gecikme cezası oranı en fazla ne kadar olabilir?
Gecikme cezasının oranı konusunda ise mevzuatta herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır.
Örnek Karar: Doğrudan temin usulü ile yapılan alımlarda gecikme cezası kesilmesi hakkında.
Sayıştay Temyiz Kurulu’nun 03.03.2009 tarih ve 30678 sayılı Kararı.
…443 sayılı ilamın 5. maddesi ile; Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi tıbbi sarf malzemesi ihtiyacının karşılanması amacıyla 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 22. maddesinin d bendine göre yapılan alımlarda yükleniciler mal teslimini sözleşmede öngörülen süreler içerisinde gerçekleştirmedikleri halde, gecikme cezası tahsil edilmediği gerekçesi ile 26.750,00-YTL.ye tazmin hükmü verilmiştir.
Dilekçi ilamın bu maddesiyle ilgili olarak özetle; Doğrudan temin usulünün bir ihale usulü olmadığını, rekabetin sağlanması için kanunun idareye verdiği yetki çerçevesinde ihale usulüne göre işlemler yapıldığını, doğrudan temin usulü ile yapılan mal alımlarında herhangi bir cezai müeyyidenin bulunmadığını, cezai müeyyidenin olmadığı bir durumda yüklenicilere yasalara aykırı olarak ceza verilmesinin de mümkün olmadığını, sözleşmeye para cezasının bırakılmasının nedeninin malzeme teslimatının aksamamasını sağlamak olduğunu, malzeme teslimatında herhangi bir aksama meydana gelmediğini, 25.07.2005 tarih ve 25886 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu İhale Genel Tebliğinin XV- İhalelere Katılmaktan Yasaklamaya İlişkin Açıklamalar Bölümünün B.Doğrudan Temin usulünde Yasaklama Kararı başlığındaki metnin 6ncı paragrafında “Doğrudan teminin ihale usulü olmadığı dikkate alındığında 4735 sayılı Kanunun 25 inci maddesi ile sözleşmenin uygulanması sırasında ortaya çıkan yasak fiil veya davranışlar düzenlendiğinden; aynı kanunun 26nci maddesinde öngörülen müeyyidelerin doğrudan temin için uygulanması mümkün bulunmamaktadır.” 4735 sayılı Kanunun 25incİ maddesinin “f) Mücbir sebepler dışında ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak taahhüdünü yerine getirmemek” denildiğini, Tebliğin ilgili maddesine göre sözleşme hükümlerine göre taahhüdünü yerine getirmeyenler hakkında bile doğrudan temin usulü ile yapılan alımlar iççin müeyyidenin uygulanmasının söz konusu olmadığını, bu nedenle ilgililerden herhangi bir ceza kesilmediğini belirterek verilen tazmin hükmünün kaldırılmasını istemiştir.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi ile her bir mal satıcısı arasında imzalanan, doğrudan temin usulüne göre yapılan mal alımlarına ait sözleşmenin 4. maddesinde; “…sözleşme imzalandıktan sonra sipariş yazısının tebliğinden itibaren hemen teslimat yapılacaktır.” 10. maddesinde; “Sözleşmede belirtilen süreyi 5 gün geçtikten sonra 250 YTL, 10 gün geçtiği takdirde 500 YTL ceza kesilecektir.” hükümleri yer almaktadır.
Muayene kabul komisyonları/ayniyat tesellüm makbuzları ile sipariş yazılarının karşılaştırılması suretiyle yapılan inceleme neticesinde bazı firmaların teslimatları taahhüt ettikleri sürede yapmadıkları; ancak, bu firmalardan gecikme cezası da kesilmediği tespit edilmiştir.
Dilekçi dilekçesinde doğrudan temin yönteminin bir ihale usulü olmadığından mal alımlarında herhangi bir cezai müeyyide bulunmadığını ileri sürmüş ise de, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 22. maddesinin d bendine göre yapılan alımlar idarelerin ihtiyaçlarının temininde istisnai bir yöntem olup sınırlı durumlarda başvurulmaktadır. İhtiyacın giderilmesi acil olup da beklemeye tahammülü olmayan durumlarda idare bu yöntemle hemen ihtiyacını karşılayacaktır. Bu nedenle Kanunda bu alım yöntemi ile idarelere geniş bir takdir alanı tanınmıştır. Bunlardan biri de, sözleşme yapıp yapmama serbestliğidir. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi tıbbi sarf malzemesi ihtiyacının doğrudan temin yoluyla karşılanmasında kamu yararı olduğunu dikkate alarak idare ile satıcılar arasında sözleşme imzalamıştır. Bu sözleşmelere, malzemenin zamanında teslim edilmemesi halinde gecikme cezası kesilmesi yönünde hükümler konulmuştur. Kanunlara aykırı olmayan sözleşme hükümlerinin uygulanması da zorunlu olup, tarafları bağlar.
Bu itibarla, dilekçi iddialarının reddi ile 443 sayılı ilamın 5. maddesiyle 26.750,00 YTL.ye ilişkin olarak verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE,
***
Sayıştay Temyiz Kurulu’nun 10.06.2014 tarih ve 39163 tutanak numaralı kararı.
209 sayılı ilamın 4. maddesi ile Belediye tarafından Günlükçüoğlu Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne Kurban Bayramında yaptırılan Kurban Kesimi İşi’nde şartnamede öngörülen cezanın uygulanmaması nedeniyle 25.000,00 TL’ye tazmin hükmü verilmiştir.
Dilekçiler birinci dilekçesinde özetle; şartnamelerin işleri disipline eden sorunsuz olarak yapılmasını sağlayan, sorun çıkması halinde de müeyyideleri olan akitler olduğunu, kurban kesimi işinde tutulan tutanakta da görüleceği üzere yüklenicinin işini aksatmamak için, şartnamenin 1. maddesinde belirtildiği üzere her konteynırda 8 kasap çalıştırma zorunluluğu olmasına rağmen 1. gün (3 x 8=24 kasap) 4 kasap fazladan getirerek 28 kasap çalıştırdığını ve işi aksatmadığını daha sonraki günlerde kurban kesmek için başvuru yapanların sayısının tahmin edilenden az olması nedeni ile idarenin gözetiminde gerektiği sayıda kasap getirerek işleri sorunsuz bitirdiğini,
Bu nedenlerden dolayı “12 maddelik şartları yerine getirmeyen yüklenici 20.000.00.-YTL. hizmette eksiklik halinde ise (Eksik personel çalıştırılması gibi) 5.000.00.-YTL. ceza ödemeyi kabul ve taahhüt eder” hükmüne dayandırılarak 25.000,00.-YTL. ceza kesilmemesi iddiasında bulunulmuştur. Ancak 12 maddelik şartlar yerine getirilmiş olmakla 20.000,00 YTL cezanın kesilmemesi gerekmekte olup, eksik personel çalıştırılmasından dolayı 5.000.00 YTL’lik cezanın söz konu olabileceğini belirterek tazmin hükmünün kaldırılmasını istemişlerdir.
Sayıştay Savcılığı birinci karşılamasında “Ortaya konulanlar, Dairece verilen kararın gerekçelerini karşılamaktan uzaktır. Bu sebeple temyiz taleplerinin reddi ile Dairece verilen kararın onaylanması uygun düşünülmektedir.” şeklinde görüş bildirmiştir.
Dilekçiler ikinci dilekçesinde özetle; ilama konu hizmet satın alınması işleminin 4734 sayılı Kanunda öngörülen ihale usullerine göre değil aynı Kanunun 22 nci maddesinin (d) bendinin verdiği imkan çerçevesinde “doğrudan temin” ile gerçekleştirildiğini, doğrudan teminle yapılan alımlarda sözleşme düzenlenmesi ve sözleşmede caza-i şart hükümleri öngörülmesi zorunlu olmamakla birlikte hizmetin sorunsuz biçimde sunulması ve yüklenicinin yükümlülüklerini hakkıyla yerine getirilmesini teminen kendileri tarafından ceza-i şart hükümleri konulduğunu, bu çerçevede sözleşme içeriğinde yer alan ceza hükmünün;
“Yukarıdaki 12 maddelik şartları yerine getirmeyen yüklenici 20.000,00 YTL, hizmette eksiklik halinde ise (eksik personel çalıştırma gibi) 5.000,00 YTL ceza ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” şeklinde olduğunu,
Görüleceği gibi sözleşmenin ilgili maddesinden iki ayrı ceza sonucu çıktığını, bunların;
-12 maddelik sözleşme şartlarının yerine getirilmemesi halinde uygulanacak “genel” ceza olan 20.000,00 YTL,
-Hizmette eksiklik halinde (eksik personel çalıştırma gibi) uygulanacak 5.000,00 YTL “özel” ceza olduğunu,
İlamdaki 25.000- TL’lik tazmin tutarının her iki cezanın toplanması şeklinde bulunmuş olup bu yöntemin hem mevcut sözleşmedeki hükümlere hem de cezai şartın amacına aykırılık taşıdığını,
Zira ilamda tespit edilen yüklenici ihlalinin idarece tutulan tutanağa dayalı olarak “eksik personel” çalıştırma haline ilişkin olduğunu, sözleşmede bu ihlalin özel olarak düzenlenmiş (zikredilmiş) olup 5.000- TL olduğunu, sözleşmede belirlenen özel ceza yerine soyut ve belirsiz olan genel cezanın da hesaplamaya dahil edilmesinin sözleşmedeki kurallara ve hakkaniyete uygun düşmediğini,
İlamda yer alan hesaplama tarzının ve gerekçeler hukuk sistemimizde kabul gören “sözleşmeye bağlılık”, “sözleşme adaleti”, “cezai şart hükümlerinin kıyas ve geniş yoruma tabi tutulmama” ilkelerine uygun düşmediğini,
Dolayısıyla ceza-i şartın uygulanması gerektiği düşünülse bile uygulanması gereken tutarın 5.000- TL olması gerektiğini, “Eksik personel çalıştırma hali” ne ilişkin bu özel ceza tutarının taraflarca bilinerek ve istenerek yazılmış olup genel ceza hükmünün istisnasını teşkil ettiğini,
Kaldı ki sözleşmenin toplam tutarının 30.000 TL (KDV Hariç) olduğu ve sözleşme konusu işin sorunsuz yapıldığı dikkate alındığında 25.000- liralık bir ceza-i şartın ne kadar ölçüsüz olduğunun açıkça görüleceğini belirterek tazmin hükmünün kaldırılmasını istemişlerdir.
Sayıştay Savcılığı ikinci karşılamasında “Adı geçen tarafından ileri sürülen hususların 09.02.2011 tarih ve 7633-12560 sayılı yazımızda belirttiğimiz görüşlerimizin değiştirilmesini sağlayacak bir mahiyet taşımadığı anlaşıldığından, yargılamanın söz konusu mütalaamıza göre karara bağlanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.” şeklinde görüş bildirmiştir.
Rapor dosyası ve ekleri incelendiğinde; Belediye tarafından … Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 22. maddesinin “d” bendine göre doğrudan temin yöntemi ile 30.000,00 TL bedel karşılığında kurban kesimi işi yaptırıldığı görülmüştür.
İdare tarafından düzenlenen Kurban Kesim şartnamesinde;
“Belediyemizce 2008 yılı kurban bayramında dört adet konteyner kesim ünitesinde sıhhi şartlarda kurban kesim hizmeti yaptırılacaktır.
1) Belediyenin tesbit etmiş olduğu Mimar Sinan Mahallesi Basra Caddesi Ritim Sokak adresindeki üç adet konteyner de 8-9-10 Aralık 2008 tarihlerinde üç gün boyunca her konteyner de en az sekiz adet kasap bulundurmak suretiyle yapılacaktır.
2) Yükleniciye üç gün boyunca asgari 200 adet büyük baş hayvan kesimi yaptırılacaktır. Müracaat olmadığı takdirde aradaki ücret farkı belediye tarafından ödenecektir.
3) Kasaplar temiz tek tip kıyafet giymiş olacaktır.
4) Kesim Ücretleri Belediye tarafından tahsil edilecektir.
5) Kasaplar ve diğer teşkilat bayramın birinci gününden itibaren saat 08.00 de hizmete hazır durumda bulundurulacaktır.
…….
9) Yüklenici firma kurban bayramının üç günü boyunca üç adet seyyar kesimhanede her birinde deneyimli kasaplardan oluşan sekiz personel hazır bulundurmak ve kesim hizmetlerini, kargaşaya yol açmadan düzen içerisinde dini kurallara uygun şekilde yürütmekle mükelleftir.
10) Kurbanlık hayvanlar kesilip derisi yüzüldükten sonra sekiz parçaya bölünerek kurban sahiplerine teslim edilecektir kaydedip kayıt sırasına göre hizmet verilecektir.
11) Kesim anında belediye tarafından veteriner hekim bulundurulacaktır.
12) Parçalanan etleri koymak için belediye tarafından poşet temin edilecektir.
Yukarıdaki 12 maddelik şartları yerine getirmeyen yüklenici 20.000,00 YTL, hizmette eksiklik halinde ise (eksik personel çalıştırma gibi) 5.000,00 YTL ceza ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” hükümlerine yer verilmiştir.
Söz konusu şartnamenin 2 nci maddesi hükmü gereğince, yükleniciye üç gün boyunca asgari 200 adet büyük baş hayvan kesimi yaptırılacağı, müracaat olmadığı takdirde aradaki ücret farkının belediye tarafından ödeneceği hükme bağlanmıştır. Bu hükme istinaden toplam 100 büyük baş ve 5 adet küçük baş olmak üzere 105 hayvanın kesimi yapılmış ve taahhüt edilen 200 adet büyük baş hayvanın kesilmemesi nedeniyle de kesilen hayvanlar ile kesilmesi taahhüt edilen hayvanlar arasındaki fark ücret, yükleniciye şartname gereği ödenerek belediye tarafından yapılan taahhüt yerine getirilmiştir.
İşin yapıldığına ilişkin yüklenici firmanın temsilcisi ile zabıta görevlileri tarafından düzenlenen ortak tutanak ise;
“Mimar Sinan Mahallesi B Bölgesi Zabıta Amirliği yanındaki Kurban Kesim yerinde 08/12/2008 Pazartesi günü (Bayramın 1. günü) 28 adet görevli ile 95 adet Büyükbaş hayvan, 4 adet Küçükbaş kurban yapıldı. 09/12/2008 Salı günü (Bayramın 2. günü) 8 adet görevli ile 5 Adet Büyükbaş Hayvan Kesimi, 1 Adet Küçükbaş kurban kesimi yapılmış olup; Toplam 100 Adet Büyükbaş, 5 adet küçükbaş olmak üzere Kurban kesimi yapılmıştır.
Söz konusu adreste gerekli önlemler alınarak herhangi bir olumsuzluğa mahal verilmemiştir. Gereği bilgilerinize arz ederiz. 09/12/2008” şeklinde düzenlenmiştir.
Bahse konu tutanağa göre bayramın 1 inci günü 28 adet görevli, bayramın 2 nci günü 8 adet görevli bulunduğu, bayramın 3 üncü günü ise hiçbir kesim görevlinin görev yapmadığı anlaşılmaktadır.
Ancak yine aynı tutanakta taahhüt edilen işin herhangi bir olumsuzluğa mahal vermeden tamamlandığı da ifade edilmiştir. Diğer bir ifade ile taahhüt yerine getirilmiştir. Her ne kadar şartnamenin 1. maddesi gereğince hizmetin üç gün boyunca toplamda 72 adet görevli ile yerine getirilmesi gerekmekte ise de, daha az sayıda kasap çalıştırılması, yükleniciden kaynaklanan bir sebepten değil, bu günler için talep olmamasından kaynaklanmıştır. Diğer bir ifade ile şartnamede öngörülenden daha az sayıda personel ile işin tamamlanması, önceden öngörülmesi mümkün olmayan bir durumdan (talep yetersizliğinden) kaynaklanmış olup bu durumda yükleniciye ya da idareye bir kusur atfetmek mümkün değildir.
Bu itibarla dilekçi iddialarının kabulü ile 209 sayılı ilamın 4. maddesi ile verilen tazmin hükmünün KALDIRILMASINA,
Karar verildiği 10.06.2014 tarih ve 39163 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.
***
Sayıştay Temyiz Kurulu’nun 07.05.2013 tarih ve 37123 tuta-nak numaralı kararı.
656 sayılı ilamın 3. maddesi ile Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü’nce 2008 yılı içerisinde doğrudan temin yöntemiyle gerçekleştirilen mal ve hizmet alımlarında, zamanında teslim edilmeyen mal ve hizmet alımları için kesilmesi gereken gecikme cezalarının kesilmediği gerekçesiyle 1.500,00 YTL’nin tazminine ilişkin hüküm tesis edilmiştir.
Dilekçi temyiz dilekçesinde özetle; bu maddeye konu edilen alımların doğrudan temin usulüyle yapıldığını, bilindiği gibi doğrudan teminin bir ihale usulü olmadığını, rekabetin sağlanması için kanunun idareye verdiği yetki çerçevesinde ihale usulüne göre işlemler yapıldığını, doğrudan temin usulü ile yapılan mal alımlarında herhangi bir cezai müeyyide bulunmadığını, Kamu İhale Genel Tebliğinin 28.1.10.2’nci maddesinde; “doğrudan teminin ihale usulü olmadığı dikkate alındığında 4735 sayılı kanunun 25 inci maddesi ile sözleşmenin uygulanması sırasında ortaya çıkan yasak fiil ve davranışlar düzenlendiğinden; aynı kanunun 26 ıncı maddesinde öngörülen müeyyidelerin doğrudan temin için uygulanması mümkün bulunmamaktadır.” hükmünün yer aldığını, cezai müeyyidenin olmadığı bir durumda yüklenicilere yasalara aykırı olarak ceza verilmesinin mümkün olmamakla birlikte, sözleşmeye para cezası konulmasının nedeninin ise malzeme teslimatının aksamamasından kaynaklanmakta olduğunu, yukarıdaki açıklamalara rağmen yine de ceza kesildiğinin görüleceğini, Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünden ceza kesilip kesilmediğine dair bilgi sorulduğunda cezaların kesildiğinin ancak çoğunluğunun tahakkuk üzerine yansıtılmadığının ancak dilekçe ekindeki yazılardan anlaşıldığı gibi, Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünün ilgili firmalardan cezaları kestiğinin görüleceğini, 1522, 1525, 1526, 1527, 1540, 1702, 2207, 1634, 2208, 2673, 2714 Nolu Ödeme Emirlerinin gecikme cezalarının kesildiğini, 2273 Nolu Ödeme Emrinde malın zamanında teslim edildiğini, 3040 ve 3107 Nolu Ödeme Emirlerinde siparişe göre teslimat yapıldığından ceza ödemesi gerekmediğini, 3702 Nolu Ödeme Emri bakım onarım olduğu için 3 ayda bir yapıldığından dolayı ceza kesilmesi söz konusu olamayacağını, 5210 ve 4697 Nolu Ödeme Emirlerinin cezalarının tahakkuk üzerinden kesildiğini, bu bilgiler doğrultusunda cezaların kesildiğini, bu nedenle hakkında verilen tazmin hükmünün kaldırılması gerektiğini dile getirmiştir.
Başsavcılık karşılamasında, dilekçe ekinde gönderilen belgelerden anlaşıldığına göre; 2008/656 sayılı ilamın 3’üncü maddesindeki tazminine konu meblağın 300,00 TL’sinin ilamın hüküm tarihi olan 23.09.2010’dan önce tahsil edildiği anlaşıldığından bu meblağ için tazmin hükmünün yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılmasına, geriye kalan tutarla ilgili her hangi bir belge ibraz edilmediğinden, İşletme Müdürlüğünce doğrudan temin yoluyla gerçekleştirilen mal ve hizmet alımlarına ait sözleşmenin 4 ve 10’uncu maddeleri gereği tazmin hükmünün devamına, mevzuata uygun Daire Kararının tasdikine, dilekçi iddialarının reddine karar verilmesi gerektiği mütalaa edilmiştir.
Öncelikli olarak dilekçi dilekçesinde doğrudan temin yönteminin bir ihale usulü olmadığından mal alımlarında herhangi bir cezai müeyyide bulunmadığını ileri sürmüş ise de, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 22’nci maddesinin d bendine göre yapılan alımlar idarelerin ihtiyaçlarının temininde istisnai bir yöntem olup sınırlı durumlarda başvurulmaktadır. İhtiyacın giderilmesi acil olup da beklemeye tahammülü olmayan durumlarda idare bu yöntemle hemen ihtiyacını karşılayacaktır. Bu nedenle Kanunda bu alım yöntemi ile idarelere geniş bir takdir alanı tanınmıştır. Bunlardan biri de, sözleşme yapıp yapmama serbestliğidir. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi tıbbi sarf malzemesi ihtiyacının doğrudan temin yoluyla karşılanmasında kamu yararı olduğunu dikkate alarak idare ile satıcılar arasında sözleşme imzalamıştır. Bu sözleşmelere, malzemenin zamanında teslim edilmemesi halinde gecikme cezası kesilmesi yönünde hükümler konulmuştur. Kanunlara aykırı olmayan sözleşme hükümlerinin uygulanması da zorunlu olup, tarafları bağlar.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü’nce doğrudan temin yoluyla gerçekleştirilen mal ve hizmet alımlarına ait sözleşmenin 4’üncü maddesinde:
“… sözleşme imzalandıktan sonra sipariş yazısının tebliğinden itibaren hemen teslimatın yapılması” hükmü yer almaktadır.
Aynı sözleşmenin “Gecikme halinde alınacak cezalar” başlıklı 10’uncu maddesinde:
“… 4’üncü maddede yazılı süre dolmasına rağmen 5 gün içinde bakım işi ve mal teslim etmeyenlere 50,00 TL, 10 gün (bir kısım mal ve hizmet alımlarında 7 gün olarak belirlenmiştir.) içinde bakım işi ve mal teslim etmeyenlere 100,00 TL ceza kesilecektir.” denilmektedir.
Dilekçi her ne kadar kendisine sorumluluk yüklenen 1522, 1525, 1526, 1527, 1540, 1702, 2207, 1634, 2208, 2673, 2714 numaralı ödeme emri belgelerinde gecikme cezasının kesildiğini bildirmekte ise de dilekçe ekindeki belgelerinden görüleceği üzere bu ödeme emri belgelerinde yalnızca ceza tutanağı düzenlenmiş, ancak bu tutanaklarda yazılı ceza tutarları tahakkuka bağlanmadığından tahsil edilememiştir.
Öte yandan dilekçi 3040 ve 3107 numaralı ödeme emri belgelerinde siparişe göre teslimat yapıldığından ceza ödemesi gerekmediğini, 3702 numaralı ödeme emri belgesinde yapılan iş bakım onarım olduğu için 3 ayda bir yapıldığından dolayı ceza kesilmesi söz konusu olamayacağını, 5210 ve 4697 numaralı ödeme emri belgelerinde cezaların tahakkuk üzerinden kesildiğini (649 numaralı ödeme emri belgesi ile birlikte toplam 300,00 YTL), bu bilgiler doğrultusunda, kamu zararı oluşmadığını iddia etmekte ise de, belirtilen bu hususlar ilgili hesabın yargılanması sırasında zaten göz önüne alınmış, bu doğrultuda numaraları belirtilen ödeme emri belgelerinde gecikme olmadığı kanaatiyle ilişik olmadığına karar verilmiş ve bu ödeme emri belgeleri ilama alınmamıştır. Dolayısıyla söz konusu ödeme emri belgeleri için belirtilen iddialar üzerine Kurulumuzca yapılacak işlem bulunmamaktadır.
229, 689 ve 721 numaralı ödeme emirlerine ilişkin toplam 300,00 YTL’lik gecikme cezası ise hesap yılı olan 2008 yılı içerisinde zaten kesilmiş bulunduğundan söz konusu ödeme emri belgeleri için kamu zararı oluştuğundan söz etmek mümkün değildir.
Son olarak dilekçi 2273 numaralı ödeme emri belgesinde herhangi bir gecikme olmadığını iddia etmektedir. Dilekçe eki belgelerden görüleceği üzere söz konusu malzemelerin 25.03.2008 tarihinde sipariş edildiği ve 28.03.2008 tarihinde kesilen fatura ile teslim alındığı görülmektedir. Dolayısıyla sipariş üzerine alınan mal ve malzemelere ilişkin (yukarıda belirtilen) sözleşme maddesi gereği herhangi bir gecikme söz konusu değildir ve 100,00 YTL ceza kesilmesine de gerek yoktur.
Bu itibarla, dilekçi iddialarının kısmen kabulü ile 656 sayılı ilamın 3. maddesi ile verilen 1.500,00 YTL tutarındaki tazmin hükmünden mevzuata uygun olarak ödenen 400,00 YTL’nin düşülerek, geriye kalan ve mevzuata aykırı olarak ödenen 1.100,00 YTL’nin;
…
uhdelerinde kalmak üzere, hükmün 1.100,00 YTL olarak DÜZELTİLEREK TASDİKİNE,
***
Sayıştay Temyiz Kurulu’nun 12.06.2012 tarih ve 35208 tutanak numaralı kararı.
1231 sayılı ilamın 12’nci maddesinde, Ulaşım sistemleri arasında entegrasyonun sağlanması, hat optimizasyonunun gerçekleştirilmesi, hat rehabilitasyonunun sağlanması konularında araştırma yapılması işine ait olarak Ser Tem Ulaşım – Proje ve Tic.Ltd.Şti.’ne yapılan hakediş ödemelerinden, iş sözleşmede belirlenen sürede tamamlanmamasına rağmen gecikme cezası kesilmemesi nedeniyle toplam 208.435,00.-YTL’ye tazmin hükmolunmuştur.
Dilekçi dilekçesinde, … Ulaşım Proje ve Ticaret Ltd Şti’ ne gecikme cezası tahakkuk ettirilmesi gerekirken ceza kesilmemesi nedeniyle kamu zararı oluştuğu gerekçesiyle tazmin hükmolunduğu, oysa ödeme evrakları ekinde bulunan tutanaklardan da anlaşılacağı üzere her aşamada işin, sözleşmeye uygun olarak istenilen zamanda tamamlanarak bu durumun imza altına alındığını, bu nedenle gecikme cezası uygulanmadığı belirtilmekte ve haklarında verilmiş olan hükmün kaldırılmasını talep etmektedir.
Sayıştay Savcılığı “ihale sürecinde süre uzatımı kararı verilmesini gerektiren idareden kaynaklanan herhangi bir neden bulunmadığından, ileri sürülen hususların Daire Kararını değiştirecek mahiyette görülmemesi nedeniyle talebin reddedilerek Kararın onanmasının” uygun olacağı şeklinde görüş bildirmiştir.
Dilekçi tarafından idarenin bilgisi dahilinde işin gereği olarak 31.07.2007 tarihinde tamamlanabildiğini belirtmekte ise de;
Rapor dosyası ve eki belgelerin incelenmesinde, … Ulaşım – Proje ve Tic.Ltd.Şti. ile 18.10.2006 tarihinde imzalanan sözleşmenin “Teslim Süresi” başlıklı 7’nci maddesinde;
“Bu sözleşmenin imzalanarak işe başladığı tarihten itibaren 3 (üç) aydır.” denilmektedir.
Teknik Şartnamenin “İşin Süresi” başlıklı 5’inci maddesinde;
“5-1- İşe Başlama Tarihi: Yüklenici sözleşmenin imzalanmasını müteakip işe başlayacaktır.
5-2- İstekli işin süresini teklifinde belirtecektir.” denilmektedir.
Yüklenici firma olan … Ulaşım – Proje ve Tic.Ltd.Şti.’nin teklif cetvelinde işin teslim süresinin sözleşmenin imzalanmasını müteakip 3 (üç) ay olacağı belirtilmiştir. Doğrudan Temin Usulü İle İhale Edilen Hizmet Alımlarında Uygulanacak Tip İdari Şartnamenin Cezalar Ve Kesintiler başlıklı 52’nci maddesinde;”Yüklenici tarafından taahhüt edilen işin sözleşme süresinde tamamlanmaması halinde gecikilen her gün için sözleşme bedelinin %01 (binde bir) oranında gecikme cezası kesilecektir.” denilmektedir. Yukarıda belirtilen bu hükümlere göre; 18.01.2007 tarihinde teslim edilmesi gereken iş, 184 günlük gecikmeyle 21.07.2007 tarihinde teslim edildiğinden gecikme cezası kesilmesi gerekmektedir.
Sözleşmenin 50’nci maddesinde “Süre Uzatımı Verilebilecek Haller ve Şartları” sayılmış olup, süre uzatımı kararı verilmesini gerektiren idareden kaynaklanan herhangi bir neden ve süre uzatımına ilişkin bir karar da bulunmadığından dilekçi iddialarının reddi ile 1231 sayılı ilamın 12’nci maddesi ile toplam 208.435,00.-YTL’ye dair tazmin hükmünün TASDİKİNE;
***
Sayıştay Temyiz Kurulu’nun 12.06.2012 tarih ve 35208 tutanak numaralı kararı.
443 sayılı ilamın 5.maddesi ile; Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi tıbbi sarf malzemesi ihtiyacının karşılanması amacıyla 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 22. maddesinin d bendine göre yapılan alımlarda yükleniciler mal teslimini sözleşmede öngörülen süreler içerisinde gerçekleştirmedikleri halde, gecikme cezası tahsil edilmediği gerekçesi ile 26.750,00-YTL.ye tazmin hükmü verilmiştir.
Dilekçi ilamın bu maddesiyle ilgili olarak özetle; Doğrudan temin usulünün bir ihale usulü olmadığını, rekabetin sağlanması için kanunun idareye verdiği yetki çerçevesinde ihale usulüne göre işlemler yapıldığını, doğrudan temin usulü ile yapılan mal alımlarında herhangi bir cezai müeyyidenin bulunmadığını, cezai müeyyidenin olmadığı bir durumda yüklenicilere yasalara aykırı olarak ceza verilmesinin de mümkün olmadığını, sözleşmeye para cezasının bırakılmasının nedeninin malzeme teslimatının aksamamasını sağlamak olduğunu, malzeme teslimatında herhangi bir aksama meydana gelmediğini, 25.07.2005 tarih ve 25886 sayılı Resmi gazetede yayımlanan Kamu İhale Genel Tebliğinin XV- İhalelere Katılmaktan Yasaklamaya İlişkin Açıklamalar Bölümünün B.Doğrudan Temin usulünde Yasaklama Kararı başlığındaki metnin 6ncı paragrafında “Doğrudan teminin ihale usulü olmadığı dikkate alındığında 4735 sayılı Kanunun 25 inci maddesi ile sözleşmenin uygulanması sırasında ortaya çıkan yasak fiil veya davranışlar düzenlendiğinden; aynı kanunun 26nci maddesinde öngörülen müeyyidelerin doğrudan temin için uygulanması mümkün bulunmamaktadır.” 4735 sayılı Kanunun 25incİ maddesinin “f) Mücbir sebepler dışında ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak taahhüdünü yerine getirmemek” denildiğini, Tebliğin ilgili maddesine göre sözleşme hükümlerine göre taahhüdünü yerine getirmeyenler hakkında bile doğrudan temin usulü ile yapılan alımlar için müeyyidenin uygulanmasının söz konusu olmadığını, bu nedenle ilgililerden herhangi bir ceza kesilmediğini belirterek verilen tazmin hükmünün kaldırılmasını istemiştir.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi ile her bir mal satıcısı arasında imzalanan, doğrudan temin usulüne göre yapılan mal alımlarına ait sözleşmenin 4. maddesinde; “…sözleşme imzalandıktan sonra sipariş yazısının tebliğinden itibaren hemen teslimat yapılacaktır.” 10. maddesinde; “Sözleşmede belirtilen süreyi 5 gün geçtikten sonra 250 YTL, 10 gün geçtiği taktirde 500 YTL ceza kesilecektir.” hükümleri yer almaktadır.
Muayene kabul komisyonları/ayniyat tesellüm makbuzları ile sipariş yazılarının karşılaştırılması suretiyle yapılan inceleme neticesinde bazı firmaların teslimatları taahhüt ettikleri sürede yapmadıkları; ancak, bu firmalardan gecikme cezası da kesilmediği tespit edilmiştir.
Dilekçi dilekçesinde doğrudan temin yönteminin bir ihale usulü olmadığından mal alımlarında herhangi bir cezai müeyyide bulunmadığını ileri sürmüş ise de, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 22. maddesinin d bendine göre yapılan alımlar idarelerin ihtiyaçlarının temininde istisnai bir yöntem olup sınırlı durumlarda başvurulmaktadır. İhtiyacın giderilmesi acil olup da beklemeye tahammülü olmayan durumlarda idare bu yöntemle hemen ihtiyacını karşılayacaktır. Bu nedenle Kanunda bu alım yöntemi ile idarelere geniş bir takdir alanı tanınmıştır. Bunlardan biri de, sözleşme yapıp yapmama serbestliğidir. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi tıbbi sarf malzemesi ihtiyacının doğrudan temin yoluyla karşılanmasında kamu yararı olduğunu dikkate alarak idare ile satıcılar arasında sözleşme imzalamıştır. Bu sözleşmelere, malzemenin zamanında teslim edilmemesi halinde gecikme cezası kesilmesi yönünde hükümler konulmuştur. Kanunlara aykırı olmayan sözleşme hükümlerinin uygulanması da zorunlu olup, tarafları bağlar.
Bu itibarla, dilekçi iddialarının reddi ile 443 sayılı ilamın 5. maddesiyle 26.750,00 YTL.ye ilişkin olarak verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE,